Çelebioğlu Alâaddin Efendi tekkesi
Çelebioğlu Alâaddin Efendi tekkesi
Defter kayıtlarında “mâmur” olarak görünen Çelebioğlu Hoca Alâaddin Camii İstanbul’un ( Eminönü semtinde ) en eski camilerindendir. Marpuçcular Camii, Alaca Mescit olarak da anılan caminin banisi Fatih devri ulemasından Çelebioğlu Alâaddin’dir. (Ayvansarâyî 2001: 89). (1) Mısır çarşısının arkasında Marpuççular Caddesinde fevkani bir mesciddir. Hadika banisinin, Çelebi oğlu Alaaddin olduğunu ve mihrabı önünde defnedildiğini yazar. Kapı üstünde bulunan “İnne’s-salate…”levhasında H.1320 tamir tarihi vardır. Altında ise suyunun Kanuni Sultan Süleyman tarafından getirildiği belirtilmiştir.1462 tarihli Hoca Alaaddin bin Çelebi el-Edirnevi olarak kaydedilen vakfı bulunmaktadır. (6, 12)
Vakfiyesi 1462 tarihli olan cami 17. ve 18. yüzyıllarda Uşşaki tekkesi olarak hizmet vermiştir (Tanman 1994 c: 304). Şeyh Şükrü Mehmet Uşşaki, 1688 yılında mescide meşihat koydurtarak Uşşaki zaviyesi haline getirmiştir. Ancak bu meşihat 18. yüzyılda kesilmiştir. (1,2) Edirneli Muhammed Hamdi Bağdadi hz. Cemaleddin Uşşaki’nin ve Muhammed Şükrü efendinin şeyhidir. Muhammed Şükrü efendi, Uşşaki Asitane’sinde şeyhlik yapan Ahmed Hüsami Uşşaki adında bir zatı yetiştirmiştir. Şükrü, Muhammed efendinin mahlasıdır. Ayrıca Şeyh Tahmis diye de adlandırılmaktadır. (7, 8, 9, 14)
Muhammed Şükrü Efendinin mezartaşı kitabesi:
Ol Pîr-i tarîk-ı zümre-i Uşşâkî
Kim dâim iderdi Hakk’a bî-had şükrü
Târîh-i vefâtın didi ehl-i niyâz
Firdevs ola menzil-i Muhammed Şükrü
29 Ramazân 1141/(28 Nisan 1729)
(3,4, 11)
İrtihâli gününü, vaktini şu nutuklarında söylüyorlar ki eser-i kerâmettir:
Aşk-ı Hudâ iledir cümle makâlâtımız
Sıdk u hulûs iledir Hakk’a münâcâtımız
Bilmedi kimse bizi anlamadı sırrımız
Remz-i hafîdir bizim cümle işârâtımız
Mâh-ı sıyâm âhiri olur ise ıydımız
Cümleye ma’lûm olur keşf ü kerâmâtımız
Hızr mülâkî olur bulsa hayât-ı ebed
Bir kişiye yâr olursa ayn-ı inâyâtımız
Anlamadı Şükrüyâ hâlini ağyâr senin
Münkir ü bed-hâh olan bilmedi hâlâtımız (11)
Ahmed Hüsami efendi, mürşidiyle ilgili divanında şöyle diyor :
1 İrdi Bağdadi-i nur-u Mustafa
Ruşen itdi Kalbini virdi safa
2 İsm-i paki çün Muhammed’dür anun
Hüsn ü hilkatde Muhammed’dür anun
3 Var nice halatını anun görmüşüz
Çok keramatına vakıf olmuşuz
4 Hasılı bir arif-i billah idi
Rah-ı Hakk’da hem fenafillah idi
5 Varis oldu ana bu ehl-i kemal
Fazl u irfan ile ol derya-misal
6 Nur idi ser-tu-kadem cismi anun
Kim Muhammed Şükri’dür ismi anun
7 Hizmet itmiş bir nice kâmillere
Vasıl olmuş arif ü fazıllara
8 Nakd-i vakti Hazret-i ‘Uşşakinün
Evliyasıdur o dahi ve yakinin
9 Müşkilat halliderdi herkesün
Gönlün olurdu fakir ü beyün
10 Varis-i ilm ü emanet idi ol
Menba-ı nur-u keramet idi ol
11 İlm-i zahir ile cem olmuş ledün
Dürr-i yekta-misal idi her sühan
12 Hey’et ü şeklinde olmuş aşikar
Vech-i pakinde velayet nuru var
13 Bu Hüsami derd-mendin piridür
Dergehinde bendesinün biridür
4b-5a (15)
Kaynaklar :
1-Eminönü’nün Haliç Kıyı Bölgesindeki Vakıf Kültür Mirası’nın 1920-2015 Arasında Geçirdiği Onarımlar ve Uğradığı Kayıplar Nurcan Sefer | Y. Mimar, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Prof. Dr. Zeynep Ahunbay | İ.T.Ü Mimarlık Fakültesi
2- https://kulturenvanteri.com/yer/marpuccular-mescidi/#16/41.015419/28.970194
3- tr.foursquare.com›v/çelebi-oğlu-hoca…camii/
4- www.ussaki.net , https://sufiler.blogspot.com/2007/09/
5- https://turbeler.org/detay/613-marpuccular-hoca-alaaddin-cami-haziresi
6- http://dunyacamileri.blogspot.com/2011/11/marputcular-camiinin-haritadaki-yeri_24.html?m=1
7- Uşşakilik ve Mehmet Şükrü efendi röpörtajı Oguzhan Kantar
8- https://islamansiklopedisi.org.tr/husameddin-ussaki-tekkesi
9- http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/husami-ahmed
10- HASAN HÜSÂMEDDÎN UŞŞÂKÎ VE ONA AİT OLMASI MUHTEMEL ŞİİRLER , UŞŞÂKÎLİK VE DİVAN ŞİİRİNDE UŞŞÂKÎ ŞAİRLER Dr. Lokman Taşkesenlioğlu
11- Sefine-i Evliya cild 4
12- Alaca mescid Hadikatül Cevami syf.89
13 Çelebioğlu Aladdin mescidi Istanbul A.N. Galitekin s.48
14- Revnakoğlu’nun İstanbul’u cild 2 Mustafa Koç syf.997
15- Hüsameddin (Ahmed Hüsami) Uşşaki Divanı Tezi Yavuz Özenç (Sakarya Universitesi) Tez syf.38-39